12 Ağustos 2012 Pazar

Hayat kısa yağmur yağıyo ilk kuşlar ıslanıyo.

Kışı seviyorum.Karı yağmuru rüzgarı,soğuğu seviyorum.Soğuğu dedim diye oradaki iki tane olan ve garip duran yumuşak g’ye takılmayın lütfen.Ya da isterseniz de takılın.Kıştan söz ediyordum,çünkü ben bazen Ağustosta kıştan söz ederim.Çünkü ben Ağustosta kıştan söz etmeyi seven biriyim.Sigara izmaritinin kara düştüğünde çıkardığı sesi huzurlu bulduğumu şuraya bir yere sıkıştırayım dedim.Kalın atkıları büyük kazakları ayaklarımın üşümesini sümüğümün donmasını parmak uçlarımın yanmasını elimin buz kesmesini severim.Ama yazı bir türlü sevemiyorum.Olmuyor işte yıllardır tüm yazlarda kışı özleyip durdum.

Yağmuru seviyorum dediysem öyle romantikliğimden veya ergenliğimden ya da duygusallığımdan değil.Yağmuru seviyorum,çünkü yağmuru severim.Önce kuşlar ıslanır.Kediler küçük evlerin çatılarına saklanır.Yer yer su birikintilerine rastlarız pencereden dışarıya bakarken.Karşı komşuyla göz göze geliriz yağmuru izlerken.Elektrik tellerinde duran kafayı üşütmüş bir kaç kuş düşündürür beni ki tam da o sıralarda telgrafın tellerineeee kuşlar mı konar diye söylenmeye başlarım lakin bu şarkının veya türkü mü bilmiyorum elektrik telleriyle pek alakası yoktur.
Her neyse.Siz kışı sevin de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder